1. FMCG Sektörüne Genel Bakış

Dünyanın en büyük firmalarının da içinde bulunduğu FMCG (Hızlı Tüketim Ürünleri) sektörü gıda maddelerinden, kişisel temizlik ürünlerine, temizlik ürünlerinden deterjanlara kadar dünyadaki herkesin günlük hayatında sürekli kullandığı ürünleri içermekte, bu yüzden sosyal ve ekonomik hayatın vazgeçilmez bir öğesi olmaktadır.

Pazarda doğru pozisyon alabilmek, pazar taleplerine hızlı bir şekilde cevap verebilmek ve müşterilere en iyi hizmeti sunabilmek, rekabetin yoğun olduğu bu sektörde pazar payını koruyabilmenin ana unsurlarıdır. Bu yüzden yaşanan teknolojik, ekonomik ve sosyal gelişmeler dünyada olduğu gibi, Türkiye’deki FMCG sektörünü de etkilemiş olup, sektörde bu alanlarda dönüşüme neden olmaktadır.

2. Türkiye’de FMCG Sektörü Ve Gelecek Öngörüleri

Türkiye FMCG sektöründeki satışlar bir önceki yıla göre %12 artmış ve bu hızlı artış Türkiye’yi 21 Avrupa ülkesi arasında en yüksek artışın gerçekleştiği ülke haline getirmiştir. Özellikle alım gücünün ve kentsel bölgelerdeki nüfus yoğunluğunun sürekli olarak artması, organize perakende ticaretinin, dolayısıyla hızlı tüketim ürünleri sektöründeki artışın büyümeye devam edeceğini de işaret etmektedir.

Son 10 yıldır sektörde klasik perakende anlayışından (bakkal, pazar esnafı, küçük esnaf vb.) organize perakendeye (süpermarketler vb.) geçiş söz konusudur. Organize perakende firmaları pazarda hızla gelişip özellikle kentsel bölgelerdeki yayılımlarını artırmaktadır. Buna karşın istihdamın hala büyük bir kısmını sağlayan klasik perakende anlayışına sahip ve genellikle yerel olan firmalar ise, verimlilik bakımından sıkıntı yaşamaktadır. Bu yüzden bu firmaların daha güçlü olabilmeleri ve pazarda yer almaya devam edebilmeleri için, daha etkin ve modern yöntemler kullanmaya başlamaları gerekmektedir.

FMCG sektöründeki her işletme ürünlerinin tedarik zincirini en etkili şekilde yürütmeyi amaçlamakta olup, kısa sürede yüksek hacimli malların tedarik ve lojistiğini sağlamak için teknolojik yatırımlara önem vermektedir. Özellikle verimlilik artışını hedefleyen firmalar, tedarik zincirlerini daha iyi yönetebilmek için teknolojik gelişmelerden, akıllı sistemlerden faydalanmakta ve bu sistemlerin iş süreçlerinde uygulanabilirliğini sağlamaktadır.

Dinamiklerin hızla değiştiği FMCG sektöründe iletişim teknolojilerinin kullanım alanları da değişime ayak uydurmaktadır.

Firmalar, müşterilerin ilgisini ve dikkatini neyin çektiğini anlamak için, dijital platformlardan destek almaktadır. Operasyonlardan elde edilen veriye yönelik aksiyonlar planlanırken, yaratıcı bir şekilde müşteriye ulaşmak için bu platformlar müşteri ve firmaların arasında bir köprü görevi görmektedir. Bunun sonucunda sektördeki rekabet dijital dünyaya da yansımaktadır. Pek çok marka dijital mecraları müşterileriyle bir iletişim aracı olarak kullanmakta, marka değerini artıracak temas, teklif, organizasyon vb. sunumlarla müşteri sadakatini kuvvetlendirmeyi hedeflemektedir.

E-ticaretin gün geçtikçe önem kazanması da piyasaya sunulan ürün yelpazesinin genişlemesine imkân tanımaktadır. E-ticaret siteleri özellikle sundukları uygun fiyatlar ve uyguladıkları taksitli alışveriş imkânlarından dolayı müşterilerin ilgisini çekmeyi başarmaktadır. Ayrıca hızlı tüketim ürünlerini de portföylerine ekleyerek sektörde fiyatlandırma konusunda rekabetçi ortam yaratmaktadır. Buna karşılık kişi başı ekonomik gelirin artmasına rağmen, alım gücünün istenilen düzeylerde artmamasını göz önünde bulunduran offline kanallar, etkili indirim kampanyalarına giderek e-ticaretin yaratmış olduğu rekabetçi fiyat ortamına göre pozisyon almaktadır.

Diğer yandan sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada son yıllarda giderek yükselen sağlıklı yaşam trendleri, FMCG sektörünü de etkilemektedir. Tüketici daha sağlıklı ürünleri tercih etmeye başlamakta ve şirketlerin üretim yaparken çevreye karşı daha duyarlı olmasını talep etmektedir. Özellikle sosyal medya kullanımının artması ile bu tür konulara hassasiyet yaygın hale gelmiş durumdadır. Bu yüzden pazarda yerini korumak isteyen firmaların gündemlerinde de “sürdürülebilirlik”, “tüketici sağlığı”, “yeşil tedarik zinciri”, “doğal kaynak kullanımı”, “enerji tüketiminde tasarruf”, “çevre güvenliği” ve “yeşil inovasyon” gibi konular yer almaya başlamıştır.

FMCG sektöründeki birçok uluslararası firmanın dikkat ettiği bir diğer dönüşüm alanı ise, “glocal” yani küresel düşünüp yerel hareket etme becerisidir. Firmaların yeni ürünlerini piyasaya sürerken, markalarını konumlandırırken ve pazarlama stratejilerini belirlerken, yerel pazardaki tüketicilerin satın alma davranışlarını, alışkanlıklarını ve duyarlılıklarını dikkate almaları büyük önem taşımaktadır.

Bütün bu dönüşümler doğrultusunda şirketler arasında rekabetin yoğunlaşması ileriki yıllarda da devam edecek olup, şirketlerin yenilenme süreçlerinde iş yapış şekillerini kolaylaştıracak ve verimliliklerini artıracak düzenlemelerin bulunması ve doğru şekilde uygulanması, bu şirketlerin pazardaki devamlılığı bakımından önemli rol oynamaya devam edecektir.